GECE ŞEHİR VE BEN
Gece;
Kaftanı siyah iplikten dikilmiş
Nabzına dirhem dirhem dokunmuş keder
Ve korku sinesinden yeryüzüne zerk
Sırtında kamburu sabaha hamal
En az benim kadar helal
Yalnızlık…
Şehir;
Derin uykulara gebe zamanında han
Arada kulak pası silen fren seslerine aşina
Eyvahlar sessizce çıkıyorken içinden
Denizlerde köpük köpük bocalayan günahlar
Kimine göre varsıl düşlere müptela
Umutlara adanmış yarına
Hasat tarlası…
Ve ben;
Saplandığım imkânsızlıklarımda vâsi
Kaybettiğim talihimin tek mirasçısı
Yıldızları koparsam da gökyüzünden birer birer
Ellerimde dağılırken aşk fukarası
Şehrin orta yerinde dikilen heykel
Gözyaşını unutmuş yüreği taş
Annemin dualarında ki eksik isim…
Gece şehir ve ben;
Çözümsüz sorularda kıyı köşe giz
Karanlığın bağrında özdeşleşmişiz
Ve şiirler kangren olup yazılırken
Umuda tutunmuş hep sabahı beklemişiz…
adem efiloğlu