GECEDEN ŞİİR DÜŞTÜ KALEME
Gece düşer kalemimden
Sancılı bir an düşer
Kaleler fethedilir
Bakarsın kalem düşer..
Ve susmanın vaktine ermek üzere telaşım
Hayatı ölüm niyetine sevmek pahasına
Sonsuz ayrılıklar yaşamak kendi kalabalığımda
Bu ne ağır imtihan ne ağır ceza
Vuslat bedenlere sürur ederken…
Üzerime kapatıp ağır kapıları
Anahtarı kırılmış kilitler takıyorum
Kulağımda eskilerden şiir ezgisi
Her adımda tükenirken dermanım
Karalanmış duvarın dibine yıkılıyorum
Hayat memat meselesinde inzivaya çekiliyorum…
Kaç ömrü çürüttü bu hasret zindanı
Hüzzam makamı şarkıları mırıldandığım
Her ayrı köşede ahh! Diye kendime hayıflandığım
Ben ki gölgeme bile kalabalık
Yalan dünyanın aşk dilencisi
Gözlerimden yağmur niyetine
Kendime yağıyorum…
An gelirde akıl benden ederse firar
Yürek çatlar,vakit insafa gelir
Kapandığım zindanda yıkılır duvarlar
Kırılır dört yanımda çevrilmiş parmaklıklar
Beden kırık kanatlı Güverciler kadar özgür
Sevda söylenmemiş cümlelerimde esir..
Ahh!bir tebessüm gönderse ya dudaklarının tuzundan gökyüzü
Birden düşsen yüzümü sürdüğüm toprağına toz diye
Bulutların gözlerinden dökülsen yağmur niyetine
İç çekişlerimde bir lahza nefes olsan
Hani demişti ya şairin biri
“Gönlüm sevdana rehin”diye bir anlatabilsem..
İşte o an çakan şimşekler vurdu sol yanımı
Geceden şiir düştü kaleme
Son perdesi oynanan bu oyunda
“Şah” dedin keskin sert acımadan
Ben düştüm…
Adem Efiloğlu