BULUTLAR DUVARIMDA UYUYOR

 

Ne kadar gitsen

Yarım öyküler tutuşur avuçlarıma

Gözyaşlarım lirik dökülür b/aşka

Özleme tezahür ederken şiirler

Sensiz bir biçareyim

Anla işte…

 

Varlığını soluduğum

Bulutlar duvarımda uyuyor

İçinde cennet kuşları

Ebabiller kanat çırpıyor

Dağılıyor Ebrehe’nin ordusu

Dağılıyor efkâr

Dağılıyor hüzün bildiklerim…

 

Köşe başını okşuyorken bir çocuk

Gözlerinde oyunlar filizleniyor

Üzerinden pervasızca geçiyor gölgemiz

Ve zamanı öpüyor  tutuşan ellerimiz

Saçlarını okşuyorken sevdanın

Ayak uçlarında…

 

Yokluğunda

Aşka yasak şehirlerde

Yalın ayak  düşlerim

Ve tamamen sahtedir gülüşlerim

Bu yüzden

Gassalın  soğuk odasında

Kırılır kirpiklerim…

 

Dedim ya;

Yoksan

Sensiz iki ayağı çukurda, bir kadınım işte*

Eylülü kıskandırır bu yüzden Ekim

Boynuma bir zemheri asılır

Yüzünü eskitirim bütün anıların

Ölürüz adım adım

Harflerde…

 

Ah yar!

Yüreğime bağladığın sevda ilmiği

Çığlık renginde batar tenime

Gitme diyemiyorum gidişlerine

Kızılca kıyameti kuşanırken hayallerim

Yeniliyor cümlelerim…

 

Gel

Varlığını evrene miras bırakalım,

Yokluğunu saymayalım alfabede

Ve artık “yokluk” yazmasın

Hiçbir kelime…

 

 

Âdem Efiloğlu

Yorum Yapın

All fields marked with an asterisk (*) are required