Ummanı yakardık, el ele verip,
Gözümde kızaran, tanı bilseydin.
Kalbimin üstüne, ismini sarıp,
Ruhumu kabzeden, anı bilseydin.
Ararlar semada, hardır bedenim,
Elbette sende de, vardır bedenim,
Ulviyeti şaşar, kordur bedenim,
Aşkına kül olan, canı bilseydin.
Yıkılırdı katlar, başım üstüne,
Söyle altı nedir, aşkın üstü ne?
Özlemim çizilir, gelir büstüne,
Hasret’le kanayan, yanı bilseydin.
Tefekkür ederek, ismini andım,
Her gelen acıyı, sendendir sandım,
Ağzından dökülen, her söze kandım,
Diyarlar aşardım, beni bilseydin.
Her derdin devası, elbette vardır,
Sevenler uzaksa, nefesler dardır,
Aşk emsalsiz bade, maşukta sırdır,
Ona ulaştığın, günü bilseydin.
Sabredip kaderin, verdiği derde,
Ansızın gözlere, inmeden perde,
Dedem Korkut bile, gelir eserde,
Afakı şaşmayan, yönü bilseydin.
İşte böyle canan, bendeki haller,
Bağbozumu olur, gözümde güller,
Anlatır bu aşkı, gün gelir diller,
Ruhuna sardığım, şanı bilseydin.
Âdem’in adem’e, muradı vardı,
Yitirdi aklını, maziye verdi,
Hatırla; can deyip, öyle severdi,
Küserdin âleme, onu bilseydin.
Âdem Efiloğlu