YALNIZLIK KASİDESİ
Sırra kadem basınca, karşımda onu buldum,
Şu yitik benliğimin, tükenmez sancısını.
Kalbimin rahlesine, tutununca kayboldum,
Kimse bilmez yitmezse, yalnızlık acısını.
Gözlerim ki kan dolu, kıpkızıl ağlıyordum,
Doluyordu pınarlar, sel olup çağlıyordum.
Vedasız ayrıldılar, yanımdan güvercinler,
Pençesinde tutsunlar, kalbimi diyecektim:
Rahmine saklasınlar, figanımı enginler,
Bir balığın karnında, çilemi suya ektim.
Artık bütün bekleyiş, bağrıma düşen yüktür,
Umut kesmem tabi ki elbet Allah büyüktür.
Suskuya düştü dilim, yutkundum susuzluktan,
Kasımın kucağında, bedenim kuru yaprak…
Her şey nasıl karışık, şaştım uykusuzluktan,
Artık direnmek boşa, sarsaydı kara toprak.
Anladım felek işte, tuzaklar kurmuş bize,
Acımamış ne etsek, vurmuşta vurmuş bize.
Tuvalim renk tutmuyor, inatla boyamaktan,
Umudun yoksa eğer, sancılıdır kâinat.
Çalındı renklerimiz, yorulduk ağlamaktan,
Hayalleri boyadım, gökkuşağına inat.
Varsın da ol Âdemi, yalnızlığa olsun dem,
Vermeden son nefesi, aşka can olsun madem.
Adem Efiloğlu