3 ncü gün

 

Az önce bir güvercin kondu pencereme

Kenara iliştirdiğim suları içti

Kaçamak baktı gözlerime

Ve ellerimi uzattığımda

Aniden uçup gitti…

 

Bugün yağmuru okşuyor ayaklarım

Tabanlarımda sonbahar ferahlığı

Sararıp düşen yapraklar

Selam duruyorlar parmaklarıma

Sararıp düşen yapraklar diyorum

Takvimden koparılıp atılan günleri anımsatıyor…

 

Ellerimin ceplerinde isyan emareleri

Anla…delik diyemiyorum ceplerimi

Kaç kere kafa attıysa taşlar ayaklarıma

Saçları dökülmüş istikametinin

İşte böyle bağrı açık

Önü kapanmayan düğmelerimin…

 

Şiirlerimin içinde kayboldu yalnızlık

Sağnak sağnak ağlarken kelimeler

İçimizden güldük zamana

Zaman ince ince akarken Kerbelaya

Kelimelere şapka giydiriyor sanırdım kendimi

Hüseyin’in acısına banmadan önce…

 

Bugün içimi  dinliyorum

Sesinin hıçkırıkları yansıyor kulaklarımda

Bir tavşan sessizce ölüyor

Gözyaşlarımız damlıyor kulaklarına

Karanlıkta gömülmez insanlar biliyorum…

 

Mevsim yavaş yavaş üşüyor can

Hanımeli çiçekleri kurtarıyor havayı

Alıp başını kaçıyor sığırcık kuşları

Beyaz güller büküyor boynunu

Aksıran nefesinin

Akıp giden öksürüğü içinde

Bir nefes sohbet özlüyor insan…

 

Biliyorum

Adım adına mıhlanmış

Diyarları geziyoruz

İyi bak kendine

Ve bize…

 

Âdem Efiloğlu

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required