ÜÇ YÜZ YIL YAŞASAYDIM
Göğün tam ortasında
Bulutlara tutunurken
Anlamadım sicim gibi ağlayacağını
Ve
Düşüp paramparça dağılacağımı…
Üç yüz sene yaşarım sanırdım
Düşünsene üç yüz sene sevecektim saçlarını
Avuçlarını
Yanaklarını
Bıkmadan saracaktım kollarını
Olmayacağını
Paramparça dağıldığımda anladım…
Ne kadar kalabalıktım kelimelerimde
Her harfinde bıldırcınlar avlardım
Nefesimi ısıtırdım güneşte
Bir bakmışsın kutuplarda gezer
En kalabalık caddelerde adımlardım kaldırımları.
Biliyor musun
Hiç birine kavuşamayacağımı
Her şiir bittiğinde anladım…
Hatırlar mısın
Bu uzun sessizliğim
Acının geçtiği şehirlerde mevzilendi derdim.
Yüzümdeki yorgunluk
Alnımda ki derin çizgi
Ellerimde Parkinson emareleri
Gözlerimdeki hüzün
Saçlarımdaki aklar işte bu yüzden.
Bu yüzden kapanmayan gözlerimin
Acısının hiç bitmeyeceğini
Gecenin buhur olup
Uçtuğunda anladım…
Anlasaydın
Derdimin kalabalığıyım
Kalabalığımınsa en iyicil yanı
Nabız atışlarımdan süzülen efkârım
Mısralara temel kazdı.
Mehtap asılı kaldı düşlerimde,
Yakamozlar defterimde tutsak
Hep sevdaya hamal cümlelerim
Ölümsüz harflerin içinden
Geçip gittikçe
İçinde kayboluşumu aradım…
Beni kaybeden dünyaya küsmüyorum
Üç yüz yıl yaşasaydım
Kaybolan bütün benliklerin ortasında
Yine aşkı arardım…
Âdem Efiloğlu