SOPHİA’YA MEKTUPLAR 2
Sorup durdum kaç kere Sophia
Aynı mı çarpar kalbimiz
Ruhumda çocukluğumda kalma darbe izleriyle
Söylerken titriyor dudaklarım
Masumluğumu çaldılar Sophia
Belki de hiç masum olamadım…
Bilmezsin Sophia;
Karadeniz’in sıradağlarında kesildi göbek bağım
Mısır tarlalarının içinde
İnanır mısın
Neredeyse hiç ağlamamışım
Acil kapılarında sabahlamış annem
Çok kan kaybetmiş
Çok ağlamış acıdan
İşte Sophia
Acıya yabancı değilim çocukluğumdan…
Sophia;
Nereye baksam
Buğulanan gözlerimden geçip gider annemin kokusu
Yokluğu yalnızlık elbisesidir bedenimde
Sadece seni bulunca unuttum acıları
Sen Sophia
Kanayan yaralarımın ilacı…
Kızma bana Sophia
Gökkubbenin altında inleyen sızılar büyüttüm
Ve kirpiklerine astım gelmişimi geçmişimi
Bilir misin söyle
Sözcükler nasıl asılır darağaçlarına
Bilmezsen Sophia
İyi bak mısralarıma
Hepsi hepsi ecele öykünme…
Sophia
Dudaklarımda açılmaz kelepçelerle
Uyuduğum rüyalardan uyanmaktayım
Haydi gel
Gittikçe sana boyanmaktayım…
Âdem Efiloğlu
15 Şubat 2025