SESSİZLİĞİN MUSİKİSİ

 

Parmaklarımın üzerinden süzülüyor

Akşamın turuncu güneşi

Sokaklarda çingene çocukları

Elleri yüzleri kir pasak

Üşüyen ayaklarımı örter yeryüzü

Kurşundan ağır gök

İşte böyle bir anda

Ne çok seviyormuş toprağı

Anlamıyorum…

 

Önümden geçip giden insanların bakışlarında

Sorgulayan izlenimler

Kendinden geçmiş zamana direndikçe

Gölge etmeseniz diye düşünüyor aklım

Umursamaz sessizliğini giyinmiş dudaklarım

Anlıyorum ben sessizliğimi

Herkesten çok seviyorum…

 

Dedim ya

Bazen üstümü örter sessizlik,
Yüreğimle oturup konuşuruz havadan sudan

Rızasız düşmeyen damlaları

Vefasız bırakılmış toprakları

Sokak başlarında eskiyen yaşamları

Sabahları

Akşamları

Doğanları

Ölenleri

İşte  böyle bir içimlik su olur yaşananlar

Sessizliğimle…

 

İnce belli  bardağın ardında

Sohbetimiz  mısralara dökülür

Şükür  kendi yağmurunda ıslanan şiirlerimiz var

Anlatması zor vakitleri

Anbean gergef gibi işleyen

Sahi

Kelimelerin çilingiridir derim sessizlik

Sonra

Umudun yelkenine rüzgâr olur mısralarım…

 

Biliyor musun

Gölgemi denize bıraktım

Dalgalar her defasında çarpıyor kıyıya

Parçalanan yakamozlarda hüzün

Ben sustukça dağılıyor kumsala

Bilseler

Ay çarpmış yüreğimde ağlayan sığırcık kuşları

Ne vakit kanat çırpar sessizliğime…

 

Yalınayak koştuğum diyarlarda

Son cümlesi sessizliğin musikisi

Kapatıp gözlerimi

Onu dinliyorum

İçimde zalim dünyanın

İsyan  seferleri…

 

Yaşamak diyorum

Ellerim cebimde

Sessizce uzaklaşıp gidiyorum…

 

Âdem Efiloğlu

Yorum Yapın

All fields marked with an asterisk (*) are required