SEN BENİM EN GÜZEL ŞİİRİMDİN

 

Sen benim en güzel şiirimdin

Kaç vakittir gecelere uyutmazken gözlerimi

Yüreğime düşen hicranın sorgularında

Gri sabahlara kül rengi üşür dudakların

Mart yazgısıyla getirir kederini

Acı acı çığlıklar martıların ağzında

Ulaşmaya çalışırken aşka…

 

Sen benim en güzel şiirimdin

Hatırlar mısın hiçbir an sensizlikten geçmezdi

Hararetimizden kururdu dudaklarımız

O an

O dakika

O saat

Her şeye gülümserdi avuçlarımız

Hatta tahta ayaklı sandalye şahitti

Ve hatta çayını yudumladığın fincan

Birde ikide bir kapısı açılan

Bulaşık makinesi…

 

Sen benim en güzel şiirimdin

Yeminli bir kalemim vardı sana adanan

Gelmeyecek vuslata bile bile müptela

En mavi sözcüklerle tutunurken yarına

Şimdi idam kararı çıkmış duygularla

İnfial sabahlar büyütüyorum

Ve biliyorum acı yazacak mısralar

Yada susacak sonsuza…

 

Sen benim en güzel şiirimdin

Bir gün ne olur acaba dediğim gündeyim

Biraz önce okudum son mektubunu

Nasıl haykırdığımı duymak istemezdin

Ve nasıl kahrolduğumu

Üzerime çöreklenmiş aşk ummanında

Elimden düşüp kırılırken pusulam

Rotasız yani  sensiz kaldığımı anladım…

 

Sen benim en güzel şiirimdin

Kendimi bildiğim cümlelerin ispatıdır şiirlerim

Armağan olsun sana

Saçlarına

Bahar kokan avuçlarına

Yaprağı kıskandıran gözlerine

Daha büyütecek yarın kalmazken

Umutları biraz önce gömdük birlikte toprağa…

 

Sen benim en güzel şiirimdin

Sana öfkeli değilim

Kızgın hiç değil

Birlikte kurmadığımız bir dünyadayız

Birlikte de yıkamayız

Sen artık benim için

Odamın önünde ki gülfidanısın

Her sabah selamlaşıyoruz zatınla

Ağaçlarda kuşlarla

Her gün seni söyleşiyoruz koro halinde

Boş  ver sen artık  duyma…

 

Zaman kayıyor ellerimizden

İlk anın feveranını yazarken mısralar

Şimdi  söyle  bana

“Kalbin  ne kadar ayna “*

 

Âdem Efiloğlu

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required