GELSEYDİN
Gelseydin;
Bir şiiri mısralara yürütecektim ayakuçlarından
İmgelerinden tavana asacaktım bakış açılarını
Kafiye uyumlarının hamurunu karacaktım
Susacaktım betimledikleri kelimelerde
Betimlenmiş ağlayışlar sürecektim kirpiklerine
İçi sen/ ben dolan
Gelseydin;
Sabah vakitlerine deniz kokusu bulaştıracaktım
Körfez manzaralı bir tepenin üzerinde
Martıların kanatlarından bakacaktım gözlerine
Avuç içlerimi sana çevirip uçacaktım
Ayağımız takılacaktı arada taşlara
Genzimize bulaşan rüzgâra şarkılar mırıldanacaktım
Gelseydin;
Bahar yağmuruna şemsiye olacaktı elbiselerim
Saçlarına değmesin bir damla diye
Ölgün bakışlarımıza toprak kokusu bulanacaktı
Toprak kokacaktım baştanbaşa
Anadan üryan dokunacaktık duygularımıza
Sen bildiğin en eski şarkıyı mırıldanacaktın
Ben dudaklarından nakarat tutacaktım
Gelseydin;
Fazla usandırmayan nazlardan gülümsemeler devşirecektim
Arada ciddileşen kaşlarımın arasından
Adımın yazdığın yüreğine sarılacaktım
Ağlayacaktım en erkeksi ses tonuyla sinende
Gözyaşlarım diyetini ödeyecekti bütün özlemlerimin
Gelseydin;
İçimde kaybolan çöle su verecektim
Aşk diye diye .
âdem efiloğlu