DEM VURAN SABIRSIZLIKLARIN VUSLATI

 

Yalnızlık dediğinde dizilen destanlar

Soğuk  bir yanılgının izinde  bekler sabah akşam

Dem  vuran sabırsızlıkların vuslatına

Her  daim geç kalan bir yansımayla

İçimizdeki denizde yüzer kalabalıklar

Kürekleri çekense sadece sen

Ve seninle esir kalan yalnızlıklar

 

Ben  martıların dilindeki  şarkıyım

Acı  acı kayalıklarda yankılanan

Bin  asırdır  sürmektedir  bu yüzden

İçimde  yetim büyüttüğüm Ademden kalan yalnızlıklar

Adı  kimsesizlere çıkan sadece bensem

Zaten  hayat  dediğin toz  duman

 

Derim  ki

Yönünü kaybetmiş duyguların

Rüzgâra kapıldığını söyler yürekler

Oysa  tek suçlu

Aklının  oyunlarıdır

Yüreğin tutuşmadığını her söylediğinde

Bir inilti olur ağlamaları aşka

 

Unuttum sevdiğim

Dudakların  ne renkti senin

Ne  renkti gözlerin

Ve  ne renkti özlemlerin

Avuçlarına  düştüğünde

Görüyor musun

Sessizce  yaktığın kandiller titriyor

Gözlerimde

Sen hala  yoksun

Varsın ölmüşüm  onu da  bilme…

 

 

Âdem EFİLOĞLU

 

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required