ADIM  ZAMANI  TAHLİL  EDİYOR

 

Adım  zamanı  tahlil  ediyor

Yamaçları kül olan Kartepe’nin eteklerinde

Ve ben küle çalan düşüncelerimle boğuşuyorum

Her imla ucu açık anlamlar yüklüyor şiire

Bir  dolunay gecesinde yarama merhem sürüyorum…

 

Aklım firari  san ki bu aralar

Düşüncelerim mayın tarlarında cirit atıyor

Sabır  dediğin boşalmış  fren

Kırmızı yanıyor hayatın trafiği

Durmak mı ahh! balataları tüketiyorum…

 

Ne iklimler kuruttum alın çizgimde

Gözlerimde ne şafaklar  söndü

Kuruyan dallarda çürüdü meyveler

Filizinden niceleri doğdu

Başım dik durdu  her  zaman

Yine ayakta duruyorum…

 

İçimde keman serenat’ı aheste aheste  vurmakta

Tekinsiz bir vakitte hayat kendinden geçmiş

Raks’ı divanede seyreylerken alemi

Can içre dönen benim

Kendime dönüyorum…

 

Ahh! Kör olası ecnebi düşlerim

Siminde kayboldu koyu kahve gözlerim

Sabrın içinde dolanıyor perde perde yüreğim

Yorgun zihnim koynumda sonuncu tavafında

Gözpınarlarından dökülenler kadar ağlıyorum…

 

Yasak dediğin kaç kere delinmiştir

Elmayı ısırdığından beridir Âdem

Aşk dediğin Nirvana’mıdır?

Ölüm ebabil taşları kadar ağır ve acı mıdır

Kaç kere ölür insan…

 

Dedim ya adım zamanı tahlil ediyor

Bakarsın gün açmaz kervanlarda yolcuyum

Bakarsın turuncu bir akşamda

Dünya avuçlarımda

Evrene dağılıyorum…

 

Adem  Eiloğlu

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required