45 LİK SÖYLENCE
Beni bilen böyle bilir
Kendi kabuğuna asi
Ama
Adam gibi adam
Zaten öyle biline
İçi zehir doluyken hatıraların
Ansızın secde eden başıma
Dertleriyle dualar ededurdum.
/Yaratanın kapısında el pençe divan
Belki de ben hep uyuyordum…/
Arzuların sökün tuttuğunu bile bile
Hayata meydan okumak benimkisi
Hey hatt
Kendine ihanet eder sanma bedenimi
Er yada geç dönecektir aslına
Er yada geç kendini aydınlatacak mısralar
İçinde azda olsa bana da var dua.
Kuruşu kuruşuna çizdiğim aşktı mısralar
Bazen denizlere attığım
Bazen gözyaşına kattığım
Ama her şeye rağmen
Ruhumu kanattığım sonsuz hüzün…
Yine de mış gibi açınca avuçlarımı
Acizdir yüreğinin kıvrımında kelimeler
Kıyı köşe adanmakla kalsa da hayat
Gurbetim kadar ardımdan gelecekler
Süt beyaz gelinliğine
Hicret ederken ruhumdaki kelebekler…
Ben körfezin asit kokularında
Acele mısralar eskittim aşk diye diye
Hiç kimselere söyleyemediğim derdimi
Büyük harflerle yazdım
Bir bilinmezin ayak izlerinde
Bulurum diye
Ruhuma eşkıya olacaktım.
Kendine tecelli eden ne varsa
İç bükey yansıyor kader
Kader diyorum kader
Kaderimin yansıdığı zamanda
Şükür nefes alıyorum
Kalbim kırkbeşlik avuntuların
Yeknesak sirayetinde.
Gözlerime çöken hüzün
Devirsiz atan kalbim, adını anmadalar,
Ey sevgili isminle, yüreğim yanmadalar.
Unutulmaya yüz tutmuş anılarım
Kimsesizlik dersinde …
Ben yanıyorum,
Kelimelerim tükeniyor
Tam kırk beşlik atıyor şiir
Bitti gitti diyorum.
Âdem Efiloğlu