TAŞA MI BENZİYORUM

 

Kimin derdi  var ise yel gibi koşmadım mı

Dostluk payesiyle sevinip coşmadım mı

Söylediğim sözlerin peşine düşmedim mi

Görüpte unutulan düşe mi  benziyorum

Yüreği mühürlenmiş taşa mı benziyorum

 

Söz meclisten dışarı hasbıhaldir derdimiz

Bir araya gelince bir orduyduk dördümüz

Biraz  zoru görünce kaçar olduk  hepimiz

Acının  rengi  olan  yaşa  mı benziyorum

Bir duvarı gözleyen  taşa mı benziyorum

 

Soruldu mu bir kere kaç kereler kırıldın

Sen de insansın deyip acep kime darıldın

İlk  fırsat  bulduğunda   küreğine  sarıldın

Batan gemiden kaçan kuşa mı benziyorum

Denizlerin  yonttuğu  taşa mı benziyorum

 

Şiirler   yazıyoruz  edebiyat   adına

Yanıverdi  dilimiz varamadan tadına

Mecnun Leyla misali ermeden muradına

Gözleri yere bakan başa mı benziyorum

Rengini yansıtmayan taşa mı benziyorum

 

Kapı  kırılır gibi  sayfalar  kapanınca

İnsan böyle anlıyor olmazlar yaşanınca

Şifasız yaralara  merhemler çalınınca

Denizlerde gezinen muş’a mı benziyorum

Her yanı yosun tutmuş taşa mı benziyorum

 

Hepsini yüklenipte sırtıma günahların

Var mıdır bir faydası edilen eyvahların

Çetelesi yazılı saydığım sabahların

Öze sözü geçmeyen dişe mi benziyorum

Un gibi ufalanan taşa mı benziyorum

 

Bu  dünya hepimizin birlikte yaşıyoruz

Ekmeğin kavgasını  birlikte    aşıyoruz

Vatan millet deyince birlikte koşuyoruz

Dalları koparılmış huşa mı benziyorum

Anlamsızca bakınan taşa mı benziyorum

 

İki iki dört eder bu kural hep böyledir

Kul  kula zulüm eder bazen acı söyletir

Aşuk maşuk misali ortalarda oynatır

Bir yukarı ,aşağı kaşa mı benziyorum

İnsanlıktan anlamaz taşa mı benziyorum

 

Âdem Efiloğlu

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required