HERKESİN EYLÜLÜ

 

Kapıyı açtığında

Keder topluyordu coğrafyam

Mesela insanlar hesapsız öldürülüyordu

Mesela sokaklarda kör kurşuna gidiyordu özgürlükler

Yanıyordu şehirler

Ağlıyordu yürekler

Yürekler

Anneler

Babalar

Bebekler…

 

Ben büyüdükçe

Küskün büyüdüm günlerinde Eylül’ün.

Savaşlara kafa tutarcasına

Fırtınalarımla kavgadaydı yüreğim.

Yarım kalan okul günlerinin

Yarım kalan özlemlerin

Yarım kalan özgürlüklerin arasında

Kazıdık acı harflerle

Her gününü hafızalara.

 

Sözcüklerin arasına sıkışmış

Avuçlara mahkûm dualarda

Yazıp yazıp yakılan nice düşleri

Gökyüzüne bıraktık

Bazen bir Güvercin kanadına

Bazen sahipsiz şişelerin içine.

Kimse görmedi yürek yaralarını

Elimizde biraz umutla

Ha bre temizlerken

Direndik nasırlı ellerimizdeki  acıya

 

Sırtımızda ideolojik yumruklar

Direndikçe eksilen insanlıkla

Gözleri sırılsıklam umutların penceresinde

Gökyüzüne gülümseyebildik sadece

Aldırmadık üzerimize şarıl şarıl yağsa da

Aldırmamayı öğreniyor insan

Buralarda zamanla…

 

Sınırlı bir kıyametle uyanırken ülkem

Ufukları işlenen masalların izinde

Herkesin bir Eylül’ü var

Herkesin Eylül’de bir günü var

Sen herkesin Eylülüsün

Ama benim değil

Benim Eylülüm olamazsın…

 

 

Âdem Efiloğlu

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required