EY HAYAT
Hayallerim ölür yıldızlar sönerken gökyüzünde
Aşkımı en dipsiz pencerelerden sallandırırım
Bakma sen bana deli Dumrul kafam
Tanımam gölgem kadar seni
Ağır mısın ey hayat
Gözyaşıyla ıslanmış sokaklarda büyüdüm
Ruhumu dindirdiğim zaman içinde
Sustum ben de herkes gibi
Sıra bana da geldi
Kahır mısın ey hayat
Solgun yüz resimleri çiziyorum tuvale
Bir bir sönmüş bütün renkler
Boynunu bükmüş ruhumdaki çiçekler
Yarınlardan ümitsizce bitti umutlarım
Yalan mısın ey hayat
Çığlıklarımı vurdular asit kuyularında
Hiçbir kervan geçemedi yalnızlığımın kıyılarından
Söndüremedi hiçbir iklim arzularımı
Kaybolduğum hiçliklerde hiç olmadım
Yanmamışsın ey hayat
Şu yalan dünyada kimler yanar derdine
Huzuru istila edilmiş gözyaşı gecelerinde
Bencil çocuk ağlamaları kadar sahipsiz
Vurdumduymaz dünya banane derken
Vicdansızsın ey hayat
Çocuk düşüncelerimi hapsettiler yalanlara
Vurdular özgürlük güvercinlerini kanatlarından
Kime kaldı dün üstüne söylenen safsatalar
Yıkılınca üstüme üstüme şehirler, bölündü mevsimler
Talan mısın ey hayat
Kimine gurbet türküleri söylettin
Kimini boğdun çil paralara
Yavrular koptu candan ağladı analar
Yine yaşadın sen anlamadı kimseler
Karmaşıksın ey hayat
Şişelerin dibinde bulandı beyinler
Sigara dumanında gözler sislendi
Ayrılık türküleri melodisinde her zar
Yağlı urganlarda masum canlarla tükendi
Anlamsızsın ey hayat
adem efiloğlu