DUYDUK DUYMADIK DEMEN
Tahtımı kurdum gayrı, dünyanın temeline,
Ne hayaller kurmuşum, duyduk duymadık demen.
Kafa kıyak olunca, varılır emeline,
Sormayın kudurmuşum, duyduk duymadık demen.
Çok hikmete ulaştım, her vakit eriyorum,
Sultan oldum Mısıra, hayalde görüyorum,
Biraz zoru görünce, ipe un seriyorum,
Sanmayın batırmışım, duyduk duymadık demen.
Her doğruya kulp taktım, muhaliftir sözlerim,
Yalan bile söylesem, kızarmıyor yüzlerim,
Gerçekler karşısında, çürüse de tezlerim,
Usulüne varmışım, duyduk duymadık demen.
Her türlü malumatı, etmişim hasır altı,
Kar üstünde yürüdüm, böyle yedim her haltı,
Uranüs’de çay içtim, Plüton’da kahvaltı,
Kirişleri kırmışım, duyduk duymadık demen.
Çok kazandım kimseye, etmedim bir tek yardım,
Ne mazlumları gördüm, ne de bir yara sardım,
Beslenmekten kabarmış, hem göbeğim hem ardım,
Üç haneye girmişim, duyduk duymadık demen.
Bir sözümle herkesi, getiririm hizaya,
Şeyhliğim kafi gelir! , ne gerek var rızaya,
İtiraz eden varsa, savrulurum nizaya,
Din teline vurmuşum, duyduk duymadık demen.
Öğretmenim severim, dersin kaynamasını,
Hatta öğrencilerin, kalkıp oynamasını,
İlimsiz elbet bilmez, gemi maynamasını,
Her sisteme urmuşum, duyduk duymadık demen.
Sözde ana babayım, vazifemden kaçmışım,
Evladımın önüne, bilgisayar açmışım,
Aklımız havalarda, kanatlanıp uçmuşum,
Kainata nurmuşum, duyduk duymadık demen.
Dertleri bir tavada, omlet yaptım pişirdim,
Bıkmadım konuşmaktan, kafanızı şişirdim,
Şiiri okuyunca, sanmayın ki şaşırdım,
Neler neler görmüşüm, duyduk duymadık demen.
Arzımı endam ettim, en tepeye saraya,
Nice hamiller koydum, ulaşılmaz paraya,
Bakınca ardımızdan, kimler girmiş sıraya,
Baktım ama körmüşüm, duyduk duymadık demen.
Derim ki ey dostlarım, kendin bilsin her kişi,
Nerde olursa olsun, en doğru yapsın işi,
Hayra değil görünüz, memleketin gidişi,
Ben kendime sormuşum, duyduk duymadık demen.
Ademi der meramım, hak olanı yapınız,
Huzurla hemhal olsun, helalinden kapınız,
Allah’ın elindedir, rahmet denen ipiniz,
Kul olmakla hürmüşüm, duyduk duymadık demen.
Adem Efiloğlu