ASIRLARDIR SEVİŞMEMİŞ GÖZLERİMİZ
Asırlardır sevişmemiş gözlerim gözlerinle
Çakmamış mevziline birer birer yıldızları
Hep dibine kırılmış kurumuş dallar
Çatlamıştır dudaklarımın temassız kıvrımları
İçine tükenirken şehvet badeye ateşi düşen
Aşksızlığa mahkum olmuş gözümün pınarları.
Asırlardır düşmemiş yüreğime şebnem
Aşksızlığın olduğu her yerde vardır Züleyha
Yana yakıla tutturduğum yarım türküde
Yaraya neşter vur, çek çıkar aşkı
Sızlayan yanlarına zerk et
Şiirlerinden kaçışırken her nota.
Asırlardır bir buse değmemiş yanaklarıma
Kurak topraklara kanamıştır isyanım
Ayaklarıma dolaşan tutku hüsrana seyir
Taş gibi oturmuştur kanayan yanım
Dövündükçe içerimde başlayan telaş
Bazen yalnızlığımın cehennemi, bazen Araf’tayım.
Asırlardır dokunmamış ellerim ellerine
Uzaktan uzağa bakışlarına göz kaş sürerek
Ayalarımda tutuşurmuş şehvetin közü
Sırra kadem bastım kendime erdim
Durulmayan ırmakları içerken yudum yudum
İtiraf ediyorum kendimi ele verdim.
Asırlardır yalnızım şehrin orta yerinde
Sevişmemiş gözlerim gözlerinle
Düşmemiş yüreğime şebnem
Bir buse değmemiş dudaklarıma
Dokunmamış ellerim ellerine
Asırlardır anladım ki yaşamamışım…
adem efiloğlu