YOKLUĞUNUN KIYAMET SÖYLENTİLERİ
Ruhum;
Sabahın gözelerinden
Hasretini damıtıyor bulutlar
Ne yana baksam
Hep sensizlik neşter vuruyor
Ne yana baksam
Yaralı bir kalbi taşıma telaşında
Acı yazıyor mısralar
Ruhum;
Kaderlerimiz imla hatalarıyla dolu
Birbirine sarmal dertlerimiz
Zamanın modern çağlarına inat
Aşk için ölmeye benziyor
Ruhum;
Bu yol
Bu güneş
Bu gökyüzü
Ne diye varsa yokluğunda
İşte yaşama gayretine
Çile dokuyoruz birlikte
Ruhum;
Eksik kalışlarım
Tuzsuz çorba içimi
Dudaklarım çatlamış sessice
Sensizlik yağmuruna rehin olurken düşlerim
Ruhum;
Sana biriktirdiğim infiallerimle
Doludizgin hasret şarkıları söylüyoruz
Ne çok arabesk bulanıyor müzik seslerim
Birlikte nakarat tutuyoruz
Ruhum;
Acılarını lime lime edip
Dağıtmak istiyorum evrene
Eşit hisselerle bölüşmek seninle
Sen o şehre ait değilsin diye
Kafa tutuyorum
Acılarının güvelendiği yere
Ruhum;
Canının yandığı sularda
Yine kaderime isyan ederek
Ellerini tutamadığım için
Yanında olamadığım için
Özür dilesem yeter miydi?
Ruhum;
Her şey kıyamet söylentileriyle başladı
Ve yokluğun kıyametim
Adem Efiloğlu