YILDIZLARIN AĞLADIĞI SAATLER
Eski bir kaldırım taşıyla dertleşiyorum
Hatırlar mısın?
Gözlerinde sevgiyi unutmuş yolların
Saçlarında kuruyup giden anıların
Gözyaşlarıyla yıkanan acılarının
Bütün zamanları kendine esir eden hüzünlerin
Sönmemiş yanardağların vardı
Vakit , yıldızların ağladığı saatler
Yalı caddesi üzerinden
Ortasından geçiyorum şehrinin
Her yer ıssız
Ben ve sokak lambaları
Bir de o eski kalenin burcu
Başbaşayız
Sahiline iniyorum karanlığın
Ötelerde polis sirenleri
Arada ambulans vaveylaları
Köpek havlamaları uzaklarda
Ağlayan dalga sesleriyle yapayalnızız
Kandiline ruhunu düşürüyor ayaklarım
Arnavut kaldırımı yolundan
Pınar başında bozgun ruh dağarcığım
İçtiğim bulanık su
Işıkları sönük evinin lambalarının
Vakit zaten yıldızların ağladığı saatler
Aşka hasretti kalbin
Ve hatırlıyorum sevdiğim
Gözyaşların vardı yaşadığına isyan edip
Yağmuru bile kıskandıran
Vakit yıldızların ağladığı saatler
Sen derin bir uykudasın
Rüyaların mekik dokuyor oraya oraya
Belki bir kenarına ben de tutunurum
Nedensiz değildir ya hayaline girişlerim
Şafak sökün tutuyor sevdiğim
Yol uzun
Zoraki hayatın mecburiyetleri bekliyor bizi
Bana müsaade
Şimdilik şehrinden gitme zamanı
Anneydin
Çiçeklerden konfeti yapmak
Gerekliydi saçlarına
Ayaklarının altı öpülmeliydi
Cennet vardı diye
Mutluluğa belenmeliydi dünya gibi
Ağlamalıydı seninle üzüldüğünde
Kutlu olsun bu güzel günün
Saçlarını çiçeklerle bezeyemesem de
Âdem EFİLOĞLU