VUSLAT  GÜNLÜKLERİ  3

 

Yasemenim;

Gidişini taşlara kazıdığımda,

Kanadı parmaklarım.

Kanla yazdım ismini kayalıklara,

Seni tanır oldu ıssız topraklar,

Seni taşır oldu rüzgâr,

Ne zaman aklıma düşsen,

Alıp getirdi kokunu yamaçlardan…

 

Yasemenim;

Dili lal şiirler tutuştururken eksik kelimelerden,

Gecenin nabzına nabzına tutuşuyor yalnızlığım.

Şimdilerde ruhum yitik.

Canımın kalanıyla vuslatına dilemma,

Sensizliğin kıyametiyle,

Her sabaha yabancıyım…

 

Yasemenim;

Üzülme, acımdan kırdığım dişlerim helalin olsun.

Sözcüklerim yokluğuna yazılan,

Şarkıları kıskandırsın.

Aklımı kendinden kaybettirecek kadar,

Bırak çıldırsın şiirlerim.

Biliyorsun işte,

Harfler infialidir söyleyeceklerimin…

 

Yasemenim;

Hikâyemiz vuslatına yazılırken,

Sabır sardım yaralarıma.

Söylesene sensizliği yaşamak için miydi?..

Sensiz tarifini yapamadığım hayat.

Sensizliğe alışmak için mi var koca kâinat!..

İşte, ölmediğim onca zamana inat,

Vebali boynuna  onca acının,

Vebali boynuna benden çaldığın zamanın…

 

Yasemenim;

Bir düşü yarama sardım,

İçimde gittikçe büyüdü aşkın…

Meğer yüzyıllar boyu uyumuşum

Şimdi sana uyandım…

 

Âdem Efiloğlu

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required