VUSLAT  GÜNLÜKLERİ  2

 

Yasemenim;

Sensizlik bulandırırken aklımı

Kanadı kırık kuşlara dönüyorum

Dikey bir saplantı ile düşüyorum gökyüzünden

Şakaklarımda aklaşan saçlarıma

Kırılgan cümleler eklerken

Yoruluyorum…

 

Yasemenim;

Hiç mi hasrete düşmedi bakışların

Gözyaşlarını tanımadı mı yanakların

Hani onca buluşmaların hatırına

Selamsız sabahlara uyanırken

Nerede kaldı ağlayışların

Elveda diyemeden gidişlerin ardında…

 

Yasemenim;

Onca keşmekeşin arasından

Bir sıkımlık yabancı gibi

Acının arındıramadığı sokaklarda

Hiçsizlik mi soludu dudakların

Devasa yalnızlıklar içinde

Aklın gidişlere takılırken…

 

Yasemenim;

Seni her gördüğümde ardından koşardım

Marmara’nın koynuna gizlerdim kokularını

Caddeler adımlarına alışsın

Alışsın isterdim bu çırpınan yürek

Sensiz olmamaya

Artık sensizlikle alıştı yaralarını sarmaya…

 

Yasemenim;

Hayat mühürlü zamanlar sundu

Kan sızan parmaklarımdan

Şiirleri sardım yaralarıma

İflah olmayan bir yaraya

İflah olmaz bir aşkı tütsüledim

Yalan yok

Sevdim dediğimde

Ölümüne sevdim…

 

Yasemenim;

Artık aynalara küstüm

Sesimi kısa kısa bıktım yaşamaktan

Ayrılık kokan sözlerini hatırladıkça

Yarım kalan bir öyküdür senden kalan

Onu da astım

Kalbimin duvarlarına…

 

Âdem Efiloğlu

 

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required