SURETİ AŞK SÜREYYA 4 (Final)

 

Ay yüzlü çocukların

Kirli yanaklarından süzülürüm Süreyya

Taklacı güvercinler çırpar göğümde kanatlarını

Ezgisi bilinmez bir notanın nağmelerinde

Yetim telaşlarımla ağlarım

Utanmam Süreyya ağlamaktan

Ağladıkça yaralarımı dağlarım…

 

İstersen Süreyya yerle yeksan et aşkımızı

Mazimiz söylenmemişliğin tınısında mahpus kalsın

Ama iyi bak gözlerime

Aşkın için Dünyayı ortasından ikiye ayırmış

Bir yanına gülüşünü

Bir yanına bakışını koyarak

Seni yudumluyorum Süreyya…

 

Giderim Süreyya giderim

Uyuşan dizlerimi kırıp

Uyanmayan sabahlara özlem dokuya dokuya

En hazin acıları bırakıp bu kadim şehirde

Surlarına aşkımızı bırakıp giderim

Ben gitsem bile hayallerim mekik dokur

Asya’dan Avrupa’ya…

 

Anladım Süreyya

Yabancıyım zaten bu şehirde

Baksana hiç acımadan

Çığlığımı vuruyorlar az ileride

Sevdam son nefesinde sürünüyor

Takvim yaprakları gibi tükeniyorum

Yoruldum beklemekten

Her gün yokluğuna uyanıyorum…

 

İçimde ağlayan sadece çocuklar değil Süreyya

Ağır yaralı sevmelerim

Hasretten zehir zıkkım her yanım

Kendi şiirlerimin üzerinde rendeleniyor duygularım

En büyük derdi anlaşılmakmış insanlığın

Anladım Süreyya  anladım

Ben sana beni anlatamadım…

 

Gidiyorum Süreyya

Yusuf yüzlü bir tebessüm bırakıyorum

Sahiline

Dağlarına

Bulutlarına

Göğüne

Hiç olmazsa

Sana şiirler yazardı diye hatırla

Hoşça kal Süreyya

Hoşça kal…

 

Âdem Efiloğlu

20 Mart 2025

Saat:22.40

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required