SOPHİA’YA  MEKTUPLAR  8 FİNAL

 

Bu son mektup Sophia

İçimi zemheriye çeviren sözlerinden

Ketum duvarlar ördüm yüreğime

Ne zaman ısınır alyuvarlarım bilmiyorum

Bu bir yalvarış değil Sophia

Zamana sığdıramadığım sevdana

Ömürlük bir esaret…

 

Nasılda değiştirdin beni Sophia

Benim beni bile bilmez olduğum şu zamanlardan

Sabrımın sınırlarına yoğruluyorum

Şimdi sevdana ram olmuş bir yüreğin nöbetçisiyim

Acılı bir vedanın sancılarında

Buruk bir elvedaya sığıyormuş

Geride yaşanılan ne varsa…

 

Biliyor  musun Sophia

Acil  kapılarında sabahlayan gözlerim var

Yüreğim  pıt pıt atarken uykuya dalamadığım geceler

Rüyalarının  soluğunda uyandığım sabahlar

Titrek  bir eda ile bakındığım gözlerim var

Geçmişin ve geleceğin duraklarında

Otobüsünü bekleyen yolcular gibiyim

Çok yorgunum…

 

Geleceğim Sophia

Yolları düşlerin yalnızlığına armağan ederek

Geride bırakacağım gurbet elleri

Durdurabilmeliyim içimin sesini

Ve  belki de susarım gözlerine bakıp

Ruhumun  dizginlerini bırakırım ellerine

Ya yaşar ya da ölürüm Sophia…

 

Aşk Sofia

Her aşk acıya taliptir Hz. Âdem’den beri

Dedim ya alışkınım acıya

Acı ki kalebendidir şiirlerin

Ve acı ki destursuz üzerini örter her şeyin

Sadece acıyı bilirsin

Acının etrafında bozulur bütün ezberlerin

Acı derim Sophia

Haberini  alamamak

Suretine  kavuşamamak içimdeki en büyük acı…

 

Her bekleyiş özüne gebe Sophia

Zamanın rahminde demlenir gündüz ve gece

Gelmişsin  gitmişsin   hiç sorun değil

Sen benim içimdesin

Sen bana İstanbul ol Sophia

Ben sana memleket olurum…

 

Âdem Efiloğlu

24 Şubat 2025

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required