SOPHİA’YA  MEKTUPLAR 6

 

Sophia

Dün karlar düştü meleklerin ellerinden

Yüreğime düştü kara toprağın yadigârı

Gelinlik kızlar gibi giyindi İstanbul

En masum çocukluğunu giyindi kardan adamlar

Mermisiz asker olup sokakları bekledi

Ne bir adım ileri

Ne bir adım geri gidebildiler

Düştük, kalktık, üşüdük, yorulduk, gülüştük

Özlemişiz masum güzellikleri Sophia…

 

 

Derim ki  Sophia

Hayat zor diye  söylendiğime bakma

Evlatların annelerine kıydıklarına şahit oldu gözlerim

Bir insanın bir insanı dünya  için katlettiğine

En iğrenç duyguların aleni işlendiğine şahit oldum

İnsanların vicdansızlığını gördüm

Acımaz oldu insan insana

Oysa muhtaçtı insan insanın külüne bile…

 

 

Sophia

Ben yüreği muhacir bir şiirim

Parmaklarım kanar mazlum coğrafyalarda

Al bayrağın alında bir damla suyum

Her şehit mezarının başında nöbetçi

Hakkâri’den Edirne’ye

Baştanbaşa Anadolu’yum 

Lazım, Kürdüm, Zaza’yım, Türk’üm işte

Yedi bucakta demlenen dilim Allah der

Hepsiyle birlikte Türkiye’yim

Hepsini kabul ettim lütuftur diye…

 

 

Ah  Sophia

Böle  böle yıktılar nice devletlerimizi

Bizi  bize düşürüp el çırptılar uzaktan

Avuçlarını ovuştura ovuştura

Seferler düzenlediler üzerimize

Her sefer sırtı sırta verip dimdik durduk karşılarında

Küllerimizden doğduk

Bıkmadan defalarca…

 

 

Sophia

Memleketim gibi

Bir  Zümrüd’ü Anka’yım

Hürriyet yüreğimde dem tutar

Bir kartal edasıyla

Özgürlüğe açılır kanatlarım…

 

 

Âdem Efiloğlu

22 Şubat  2025

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required