ŞİİRİN SİVRİ UÇLARINDAN ŞİŞİR YELKENLERİNİ
Virane sözcükleri aldım heybeme
Akşamın solgun yüzünde
Asrı saadetten kalan diyeti ödenmemiş
Hesapların tartısında
Ateşbaz umutlar yakıyorum
Akşamsefalı kokular damıtırcasına hasretin
Yıkıyor sabır kalelerimi…
İçimde dervişler uyanıyor
Acıya tevekkülden geçiyor cennetin kapıları
Suskun sabahların tan vaktinde
İç çekişlerim güneşi selamlıyor
Şafak boyu yalnızlık sarıyor bedenimi
Öksüzlüğün kuşu olup…
Mansurun feryadına şahitlik etmişliğim var
Resulün veda hutbesine tanıklığım
Ademin kovuluşunu okudum yüce kitaptan
Saatin yelkovanına koşuyorum nefes nefes
Beni çaldıkları hayattan
Seni arıyorum…
Ahh! Yanılgısız geçmeyen günlerin hatırına
Umudun kıyılarından bir gemi kaldır
Şiirin sivri uçlarından şişir yelkenlerini
Mısra mısra kavrulan yanaklarıma
Şerha şerha umut ek
Bırak gülümsesin arada dudaklarım…
Her akşam meçhul avcıların kurşunlarıyla
Delik deşik oluyor yüreğim
Haydi gel al emaneti bende koymadan
Ben sana hibeli
Ben sana meftun
Dünyayı topladım İstanbul’a
Gel al emanetini
Ve koy Fatih’le kol kola…
Adem Efiloğlu