ORDUNUN ÖZLEMİ
Uzaklardan hasretle, baka baka döküldüm,
Gözyaşlarım sel oldu, Ordu’nun özlemiyle.
Ufuklara bakmaktan, iki büklüm büküldüm,
Kırılacak dal oldum, Ordu’nun özlemiyle.
Beni senden ayıran, nedir ki bilemedim,
O Canik dağlarından, ayrılık dilemedim,
Karadeniz bir yanın, orda da kalamadım,
Yana yana kül oldum, Ordu’nun özlemiyle.
Boztepe’nin beyazı, başıma düşen kardı,
Nasılda döner başım, buralar yiğit yurdu,
Ne zaman uzaklaşsam, yine hasreti sardı,
Uzaklara el oldum, Ordu’nun özlemiyle.
Ayrı ayrı diyarda hasretiyle yaşlandık,
Mevsimler geldi geçti, bahar geçti kışlandık,
Ilgıt ılgıt rüzgârın, tınısıyla işlendik,
Ona doğru yel oldum Ordu’nun özlemiyle.
Kimseyi tanımazdım yabancıydım her yere,
Özlemi yakardı ya ben çıktıkça sefere,
Dönmeyi istesem de geri geri kaç kere,
Gurbet elde sel oldum Ordu’nun özlemiyle.
Hasretin dilinde ki, nağmelerin adısın,
Sen özlem yüreğimde, hasretimin tadısın,
Âdem denen faninin, duası muradısın,
Kapılarda zil oldum, Ordu’nun özlemiyle.
Âdem Efiloğlu