KIZIL  ŞAFAKLAR

ŞAFAKLAR NE KADAR YAKINDIR SİZE…

Bu gece senin için mevzideyim anne
Yarınlarımı sürdüm patlamaya hazır namluya
Sabır ısmarladım yaratana
Avuçlarım terledi hiç geçmeyecek zamanın Sırtında
Buz susuzluğunda ayaz yürürken dağlara
İşte bu yüzdendir sana hasretim
Gönderdiğin havluyu koyarken sırtıma

Bu gece senin için mevzideyim anne
Yastık yaptım az ötedeki kayanın kuytusunu
Sol yanıma yerleştirdim çantayı , matarayı
Ateşte su nasıl ses çıkarır bilirsin
İşte öyle içtim vatanıma yangınımı bir dikişte
Yanmak sadece cehennem kuyularında mıdır anne!

Bu gece senin için mevzideyim anne
Hayaller dolaşıyor gözlerimin önünde
Gece dans ediyor tüm gölgeler çekildikçe
Korkuyorum yanım sıra giden çocuk yüzlerinde
Dikkat kesiliyorum, eller tetikte
Bir kıpırtı dolanıyor az ileride, haber veriyorum Mevziiye
Zaman şakağıma vuruyor saatin deviniminde
Uyuyan şafakta bir biz uyumuyoruz anne

Bu gece senin için mevzideyim anne
Son hasret türküsünü de söyledim az önce
Ah!…ama söyleyemedim yalnızlığımın hiç geçmeyen Gözyaşlarını
Senden gizlediğim o keskin bakışları sardığım Bıçak yarasını
Her gecenin peşine sıraladım kızıl şafakların Ağırlığını
Biliyorsun sana geçen zamandan hiç söz etmedim
Aklın ayrı, yüreğin ayrı kaldığı yerde
Bu şafak ne zaman sökecek..ne ağır bir cümle !
Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır anne

Bu gece senin için mevzideyim anne
Uykuya dalıyorum yorgun gözkapaklarım ardından
Gözlerimden bir sen geçiyor sessizce
Bayrağımı şal yapıyorum üzerine
Yarınlarımız için sarılıyorum silahıma
Kırmızı şafaklarda sana uyanayım diye
Kırmızı şafaklar ne kadar yakındır bilir misin?
Saçların gibi upuzun yoldan gelir anne

Bu gece senin için mevzideyim anne
Hava soğuk..tenimde duraksar sabah neminin Taneleri
İşte bu yüzden ellerinin emeği kazağı giydim Üstüme
Sen kokuyordu her ilmeğinin içinde
Bir derin nefes çektim çiğerimin en ücra köşesine
Buruk bir tat bıraktı dudaklarımın dibinde
Ölmek daha kolaydır özlemekten
Özleme..elbet bir gün döneceğim anne!

Bu gece senin için mevzideyim anne
Güneşin doğuşunu izlerken gözlerim
Bir gece daha bitti şafağı güne kavuşturan
Mırıldanır dudaklarım bir serzenişte
Bugün de şehit olamadım anne..
Kızıl şafaklar sönerken ağırlığında gözyaşlarımın
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Sana daha “seni seviyorum” diyemedim anne
Kırmızı şafaklar kadar seni
Seni
Seni çok seviyorum anne…

Âdem Efiloğlu

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required