HAMUŞ 2

 

Sûfiyem;

Sesim rüzgârın nefesine yenik

Yanıp kül olmuş bir mahallin sen kokan sokaklarında geçiyorum

Kaldırımlar ökçelerime değiyor

Dizlerimin dermanı kesilene kadar durmuyorum

Susturmalıyım içimi

Musa’nın suretinde Kızıldeniz’i yararken

Hakikatin cümlelerinde erisin yüreğimiz istiyorum…

 

Sûfiyem;

Ellerimden gözlerime mavisi yansıyan

Medcezir şikâyetleri boş verdim

Maksadımız yaşama yaşamaya dem vurmak

Bu yüzden

Gökyüzünde kuşları Süleyman niyetine

Suların içinde balıkları Yunus hatırına

(Hz)Muhammed hürmetine sevdim mazlumları

Sen beni bilmezsin

Ben derken

İçimdeki beni

Zaten bilsen, dalgaları hırçınlaştıran gözlerin,

Beni kuzuya döndürür…

 

Sûfiyem;

Aşkı ırak etme hayallerinin sayfasında

Resimlerde eskimiş yüzlerde kalmasın aklın

Ben Afrika’nın çöl kokan topraklarında

İnzivaya çekilen anılarda misafirim

Yokluğuna  alışmamış açlığımla

Bazen düşünüyor ve irkiliyorum

Ne kadar çok  yüreğimin  yabancısıymışım

Şimdi anlıyorum

Söylüyorum, unuturum dediğim ne varsa,

Mıh gibi çakılıyor aklıma, hatırlıyorum…

 

Sûfiyem;

Ecele tevafuk etmişliğimi mazur gör

Kudüs’ün başı kalksın diye  yerden

Yarınlara  hesap  tutmuyorum

Muhabbet âleminde sükûttur dilim

Yurtsuzum, nefessizim, bedbinim

Nedense  iflah olmaz Ortadoğu

Sefaletinden değil

Sefahatinden

Bu yüzden

Göğünde durmaz nicedir kalbim

 

 

Sûfiyem;

Ateşe attılar Bağdat’ta bedenimi

İbrahim’in cennet bahçesine

Hakkın zikrini dert ederken mücella ruhum

Aşk ellerimde kefen tutarken

Biraz eksikse kelimelerim

Hep eksiğiz derinlerde

Gel

Ne olursan ol yine gel*

Gel eksikleri tamam eyle…

 

Âdem Efiloğlu

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required