HAKİM BEY
Gözlerim sabıkalı, yüreğim müzmin mahkûm,
Esaret ta ezelden, sezilmiyor Hâkim Bey.
Hala avuçlarımda, misafir bekler ruhum,
Dudaklarından düşsem, üzülmüyor Hâkim Bey.
Mesafeler öteden, koştum geldim huzura,
Ömrüm boyu bir vakit, konmamışım hazıra,
Benden kaynaklı olay, gelmemiştir zuhura,
Belayı istemezsen, yazılmıyor Hâkim Bey.
Her hakkı mahfuz bildim, saygıda kusur etmem,
Toplasam her yanımı, onda bir küsur etmem,
Bir acizim köşemde, asi bir unsur etmem,
Dilim küfre kilitli, çözülmüyor Hâkim Bey.
Çoğaldı dalkavukluk, başa çıktı ayaklar,
Kıymetli ağaç oldu, şu bildiğin kavaklar,
Üretmeden köşeyi, dönecekmiş aylaklar,
Karışmış içimize, sezilmiyor Hâkim Bey.
Geceler karanlığı, suretiyle boğarken,
Sabahlar uzletine, yalın kılıç doğarken,
Yağmur bile toprağa, vefasızca yağarken,
Şu ölmüş insanlıkla, kızılmıyor Hâkim Bey.
Ne zaman kirpiğimi, kapatsam şu zamana,
Zeval gelir bilirim, göğsümdeki imana,
Elbet sabretmek düşer, en şerefli insana,
Şeref öyle tuvale, çizilmiyor Hâkim Bey.
Unutmuşuz Hâkim Bey, almaya utanırım,
Hak getire insanlık, gülmeye utanırım,
Şöyle tövbe etmeden, ölmeye utanırım,
Çiğnemezsen nefsini, ezilmiyor Hâkim Bey.
Âdem olup göğüsle, hakkından gel her zorun,
Musibet gelse bile, diyorum hayra yorun,
Her yanımız badire, her yanımız bir sorun,
Memlekette sefayla, gezilmiyor Hâkim Bey.
Âdem Efiloğlu