EY ATAM
Mavi gözlerine, sözler dizildi,
Yurduma rengini, çizdik ey atam.
Bakışınla nice, düşman ezildi,
Çetferil işleri, çözdük ey atam.
Lidersiz kalmıştı, koskoca yurdun,
Toplanın topyekûn, böyle buyurdun,
Ne silahın vardı, nede bir ordun,
Arkandan yetişip, tozduk ey atam.
Perişan haldeydi, vatanın halkın,
Gürledin halkına, ayağa kalkın,
Yarını görürdün, bu idi farkın,
Tarihe işlenen, izdik ey atam.
Yoksulluk bir yanda, açlık bir yanda,
Dört koldan savaştın, ayrı meydanda,
Umudun tükenip, bittiği anda,
Düşman saflarına, sızdık ey atam.
Çağrına uyarak, koştu milletin,
Hürriyet yolunda, coştu milletin,
Çıplak ayak dağlar, aştı milletin,
Düşmanı biz böyle, ezdik ey atam.
Gençleri yaşlıyı, hatta kadını,
Duydun milletinin, gür feryadını,
Kurtuluş savaşı, verdin adını,
Binlerce oyunu, bozduk ey atam.
Büsbütün vatanı, eyledin satıh,
Yurdumu korumak, yeni bir fetih,
İstanbul önünde, ikinci Fatih,
Adını surlara, yazdık ey atam.
Mermisiz tüfeksiz, milletin açtı,
Bir lokma ekmeğe, bile muhtaçtı,
Azimle duruşun, ışıklar saçtı,
Dilinden söylenen, sözdük ey atam.
Bir on kasım günü, bizi ağlattın,
Ruhunu yurdumun, ruhuna kattın,
Hürriyet diyerek, bize anlattın,
Yolundan yürüyen, izdik ey atam.
Türkün destanını, yazdın bu asra,
Âdemin sözüyle, gürler her mısra,
Adını asarak, saraya kasra,
İsmini kalplere, kazdık ey atam.
Âdem Efiloğlu