EVLAT
Senden önceleri, geçtim bu yoldan;
Yaşanmış çileler, yıllar var evlat.
Empati yapanlar, anlıyor halden;
İsteyene bağdan, güller var evlat…
Sözüm hak üzredir, kelamım hayat;
Akleden herkese, lazım nasihat;
Her şey güzel değil, neler var heyhat;
İnsanı ağlatan, haller var evlat…
Hedeften ayrılmaz, doğrunun yolu;
Çevrenle hep paylaş, bulunca bolu;
Sanma dikensizdir, yaşamın yolu;
Girilip çıkılmaz , göller var evlat…
Her şey çetrefilli, halimiz yaman;
Zalimler kol kola, etmiyor aman;
Durmuyor bir türlü, durmuyor zaman;
Durmadan değişen, neler var evlat…
Gerçek inanç bizi, getirir yola;
İnsanı buldunsa, değişme pula;
Atalet yakışmaz, kul olan kula;
Tadına doyulmaz, ballar var evlat…
Dikkat et ruh ile birlikte beden;
Davayı sırtlandı, babanla deden;
Seni senden alan, şuursuz eden;
Beynini kemiren, züller var evlat.
İnsanı insanca, güldürmek için;
Zihnini aşk ile doldurmak için;
Düşersen yerlere, kaldırmak için;
Ölenler ahrette, eller var evlat…
Onurunla yürü, eğme başını;
Rabbim kolay kılsın, her tür işini;
Sabreyle belada, sıkıp dişini;
Faydalı faydasız, niller var evlat…
Âdemi dert söyler, kalem yazarken;
Tevazu nakledip, mezar kazarken;
Kibir kalbimize, sessiz sızarken;
Ruhları karartan, tüller var evlat…
Âdem Efiloğlu