DERVİŞ İLE KANARYA 2

 

Kelimeler tebessümünü unuturken

Sırtına hamal dünyayı giyindi Derviş

Keder gözlerine astı

Sevdanın diyetini

Evrenin sahibine sundu avuçlarını

Kapayıp gözlerini

Sen rüzgârsın saba makamında

Ve güneşsin

Aşkın dem anında

Bekle

Son yudumundayım

Nefesinin…

 

 

Kanatlarını boşluğa açtı

Yaprak oldu döküldü gözyaşları

Yüzbin leylak vuruldu bakışlarında

Mesafeler tükenirken mesabesinde

Eridi gözkapaklarında

Balmumu bekleyişler

Hayatın paslı çivisine saplandı

Maşukun korkaklığı

Bilemedi bunca imtina

Aşkın ahını almaktan…

 

 

Sevdayı yüzünde eskitti Derviş

Alnında ki  kalın çizgiye sürerek ellerini

Hırçın bakışlarını gömdü toprağa

İsyan kokan yüreğinde

Kelimeler esrik düştü şiirlere

Evrenin yalnızlığı maşuka göre değil

Ve  bilir misin bütün yalnızlıklar siyahtır

Derdi  sevgiden geçenlere …

 

 

Dudaklarında  küskünlük payı

Yüreğinde  bin yama

Yüz  milyon kandil erirken usul usul

Görebilseydi  âşık

Talipti o nar-ı beyza’ya

Kalbi  titrerken nafile bekleyişlere

Maşuk külü kor gördü

İşte o anda denizler köpürdü…

 

 

Avuçlarına  özlem biriktirdi Derviş

Çürümesin   diye suladı gözyaşlarıyla

Sükût orucuna tutulurken an

Kan pıhtısı oldu sevda göz  pınarlarında

Vuslatın engelli yollarında

Usul usul büyük aşk

Çileyi bine böldü

Salalar okununca vakt-i sabada

Aşk yitirdi yönün

Musallada…

 

 

Âdem Efiloğlu

 

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required