BORDALARDA İSTİSNASIZ YALNIZLIK

 

Sığ bir düşünce ile konuşuyoruz

Kalakala üç beş efkâr yorgunluğunu

Parmaklarımın arasında solduruyorum

Geçecek bütün acılar nasıl olsa

Az sonra karanlığa kavuşacağız

Işıklar akşama kaybolacak

Gözlerim kapaklarına…

 

Boğazın sularından geçiyorum

Martılar simit kovalıyor sancak tarafından

Bordalarda istisnasız yalnızlık

Kızkulesi’ni gözlerimle içiyorum

Sırtımı dayayıp şehitler köprüsüne

Avuçlarımda eskiyen Nisan’a

Sitemler sunuyorum…

 

Mesafesini kısa tutuyorum sözcüklerimin

Sessizce fısıldıyorum kendime

Uzun cümlelerden hiç kimse anlamıyor…

Az ötede kulağıma name name dökülüyor şarkılar

Un ufak eritiyorum acılarımı

İçimden sanırsın eskiyen trenler gibi

Seneler kıvrana kıvrana geçiyor

Pas tutmuş rayların demirlerinden…

 

Omuzlarımı dik

Sırtımı gergin tutuyorum

Yolumdan çekilin diye itekliyorum yalnızlığımı

Öfff be

Göz açıp kapayana kadar derlerdi hep

Geldik ve gidiyoruz…

 

Âdem Efiloğlu

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required