BEN SENİNLE ÖĞRENDİM
Gülümsemelerimde bir çocuk ölüyordu
Saklıyordum her defasında
Bazen ağlıyorum gizli gizli
Gücüm tükeniyor
Yıkılıyorum dizlerimin üzerine
Yüzümü sürüyorum yollarına emeklercesine
Ellerine yüklediğin şefkatine dilenerek
Duygularımdan duygularına akıyorum
Ruhuma giydirdiğin gömlek var üzerimde
Kıtırcılar yer değiştiriyor nedametimde
Hayal ötesi duyguları yaşıyorum
Bir garip ruh haliyle doğruluyorken
Aynadaki suretle tanıdık bir yüz
Sen oluyorum
Bilmezdim saf bir yürekte de yaşıyormuşum
Gizli kapılardan merdivenler açılıyormuş sana
Sen / ben uzak bir hayal değilmişiz oysa
Dokunduğun beden ben/im dokunduğumda sana
Anlamını yitiriyor tüm doğru bildiklerim
Anı yaşarken tüm haşmetiyle
Mesafeler aşıyorum
Ha varsın, ha yoksun masalları söylemiyor
Tarihlerden sorulmuş adım harf harf, hece hece
Atların yelelerinden saçlar ekilmiştir tenince
Dünyaya vurduğum şandı ilk insandı
Şimdi anladım, güneş aşırı harmışım
Güne karanlık zamanlardan ışıdım
Usulca aşkına soğruluyorum
Yoklukların aslında varlığın olduğunu
Her nefes çektiğinde ciğerlerine / çektiğini beni
Ağladığında gözlerinden düşenin gözyaşım olduğunu
Suskunluğumun kuytularımda dolaşan
Yeniden varoluşların adı olduğu adım
“Âdem’im” dediğin her cümlede
Her defasında
Yeniden doğduğumu
Acını acıma böl sevgilim
Yandıkça yanan canının
Canım olduğunu
Bil istedim
Âdem Efiloğlu