Ayasofya’ya Vuslat
Hüzünlere dik durdun, bekliyordun yıllardır,
Sen Fatih’ten emanet, şanlı Ayasofya’sın.
Hasretini vuslata, saklıyordun yıllardır,
Huzura dersaadet, artık son buldu yasın.
Artık örtündü esman, kaldır başını yerden,
Orduların dönüyor, o çıktığı seferden…
Şavkına hasret düşer, şu davetkar ezanın,
Kalbimin surlarında, çırpınır serencamım,
Mutlu kıl suretini, bitiversin ahzanın,
Yeniden fetheylesin, yüreğimi endamın.
Başlar eğilsin başlar, huzuru ilahiye,
Elbette rahmet gelir, böyle içten sevgiye…
Öteden Sultan Ahmet, kubbeni seyre dalar,
Çevrende hayat bulur, şen olur ebabiller.
Sana kavuşan mümin, derin bir feyzle dolar,
Yaratılan ne varsa, çevreni süslediler.
Şerefelerden yansır, zerafetinin hali,
Görüyorsun bizleri, her birimiz sevdalı…
Şimdi minarelerin, tekbirle süslenecek,
Çınlayacak boğazın, titreyen dalgaları.
Minberinden niceler, bilgiyle beslenecek,
Tekbirler ısıtacak, buz tutan gölgeleri.
Sen asırlar öteden, fethettin kalbimizi,
Belki bizler kaybolduk, buldurdun bize bizi…
Seninle kavuşmamız, bir sabah vaktindeydi,
Bağrımdaki gülleri, tekbirler suluyordu.
Arşa çıkan dualar, sözümün aktindeydi,
Gözümdeki uykuyu, ezanlar bölüyordu,
Kulağımda çınladı, tekbirlerin gürsesi,
Üzerime yansıdı, sultanımın gölgesi…
Ben ki bir garip Adem, kullar içinde kulum,
Şefkatin kuşatıyor, zikreden yüreğimi.
Elbet farzdır kavuşmak, sana çıkmalı yolum,
Aklıma seni yazdım, birincil ereğimi…
Sen ezelden bizimsin, ülkemdir asaletin,
Artık görklü kubbene, yazılsın hürriyetin.
Ezanında hürriyet, tekbirlerle özgürsün,
Dilerim hürriyetin, sonsuza kadar sürsün.
Adem Efiloğlu
24 Temmuz 2020