AĞLADIM

 

Yıldızları koparılmış düş mahzenimde

Gözlerimi kapadım sensizliğe

Hep  bir  yanı eksik anılara

Paramparça hatıralara kanadim

Hayallerimin yerlere düştüğü yerde tükenirken umutlar

Heybetimden utanmadım

Ağladım

Ağladım…

 

Her kuytu  köşe tanır

Harabeye dönmüş  evler

Yan  tarafa yıkılmış duvarlar

Soğuk duvarlarının her tuğlasında ki  mahzenlerden  sor beni.

Kapılar kapanmış içimde ki  fırtınalara

Ve karanlıklar tanır olmuş gölgemi

Rahmine saklandığım düş sokağında

İçimde sönmeye yüz tutarken kandilim

Ağladım

Ağladım…

 

Sabah ezanlarına müptela etti  bütün gidişlerin beni

Hasretlerine kalın siyah perdeler çektim

Şairliğim  öldü aşkın finalinde sessizce

Elimde sana dair aciz şiir  kırıntıları

Eğilmeyen başımı  eğdim önüme

Gözlerime ölü toprağı serpilirken

Hırsımı  gözyaşlarımdan alıp alıp

Ağladım

Ağladım…

 

Gözlerine ışıdığım vakitler ne kadar çabuk eskidi

Unutuldu varlığımdan güç  aldığın saatler

Ömrüme mihenk taşı diye dikmiştim oysa seni

Sen kaçışlarının telaşını yaşıyorken

Geride kalan boynu bükük erguvanların yapraklarına

Ve her  tadı genzimde buğu buğu  kokladığım çiçek bahçelerimde

Ağladım

Ağladım…

 

Gökyüzüne  gözyaşlarımı asıyorum birer birer yıldız niyetine

Sitemlerimi sıralayıp bahtı kara Cudi’nin eteklerine

Artık  inanıyorum  mesafelerin kifayetsizliğine

Kumdan kalelerim işgal edildi

Ve son perde kapanırken gözlerimin önüne

Dilimde Rab’bime sıra sıra ayetler

İçimde öksüzlüğümle

Ağladım

Ağladım…

 

Şimdi ellerim her renge dokunuyor

Kızıl, sarı, mor…

En çokta  siyaha…

 

Adem  Efiloğlu

Leave A Comment

All fields marked with an asterisk (*) are required